HİPERTANSİYON:
Hipertansiyon (yüksek tansiyon), insan sağlığını ciddi fakat sinsi bir biçimde tehdit eden bir durumdur. Yüksek tansiyonun kendisi bir hastalık değil, vücutta gelişen bazı hastalıkların yarattığı sonuçlardan biridir. Ancak yüksek tansiyon geliştikten sonra kendisi de birçok hastalıkların başlıca nedenini oluşturmaktadır. Hipertansiyona halk arasında büyük bir sıklıkla rastlanmaktadır. Örneğin, Amerika Birleşik Devletleri’nde, halkın % 10-15′inde hipertansiyon olduğu saptanmıştır. Bu oran son derece yüksek bir orandır. Hipertansiyon kesinlikle yaşam süresini kısaltmaktadır. Tansiyonun yüksekliğiyle yaşamın kısalması birbirine paralellik göstermektedir. Tedavi görmeyen bir hipertansiyon hastasının, hipertansiyonun yerleşmesinden sonra ümit edilen yaşam süresi 20 yıl kadardır. Ancak gerek Brtansiyonu gerekse bunu yaratan asıl „ atalığı tedavi edilen kişiler, normal bir insanın yaşam süresine erişebilmektedirler. Bilindiği gibi kalbin kasılması (yani sistol) sırasında saptanan kan basıncı değerine “Sistolik tansiyon” denilmektedir.
Herşeyy Buradaa
25 Ocak 2012 Çarşamba
Kadın Doğum Terimleri
} Oluk(groove) İşareti: Lenfogranuloma Venerum için patognomoniktir.
} Nuck Kanalı Kisti: Lig. Teres Uterinin inguinal kanaldan geçerken bir parça peritonuda kendisiyle beraber sürüklemesi sonucu oluşan yapının erişkin çağda kistleşmesidir.
} Schiller-Duval Cisimcikleri: Endodermal Sinüs Tümörü(yolk sak tümörü) için karakteristiktir.
} Kabara Çivisi(Hobnail) Hücreleri: overin Clear Cell karsinomasında(=Mezonefroid Tümör) gözlenen hücrelerdir.
} İki Hücre - İki Gonadotropin Mekanizması: Folikül içerisindeki steroid hormonlarının sentezi bu mekanizma aracılığı ile sağlanır.
} Nuck Kanalı Kisti: Lig. Teres Uterinin inguinal kanaldan geçerken bir parça peritonuda kendisiyle beraber sürüklemesi sonucu oluşan yapının erişkin çağda kistleşmesidir.
} Schiller-Duval Cisimcikleri: Endodermal Sinüs Tümörü(yolk sak tümörü) için karakteristiktir.
} Kabara Çivisi(Hobnail) Hücreleri: overin Clear Cell karsinomasında(=Mezonefroid Tümör) gözlenen hücrelerdir.
} İki Hücre - İki Gonadotropin Mekanizması: Folikül içerisindeki steroid hormonlarının sentezi bu mekanizma aracılığı ile sağlanır.
Fetusun Prezantasyon Bozuklukları
Fetusun Prezantasyon Bozuklukları
(Oblik ve Yan duruşları, Makat Gelişi,Alın Gelişi: ,Yüz Gelişi)
a. Oksiput Posterior Geliş (Prezantasyon):
Doğumların yaklaşık %11 kadarında pelvis giriminde bebeğin başı oksiput posterior (O:P.) pozisyonunda bulunur ve daha sonra spontan olarak oksiput anteriora (O:A.) döner. Olguların %5 kadarında ise rotasyon olmaz ve persiste O:P. durumu ortaya çıkar. Sırt solda veya sağda (soldan 2-3 defa daha fazla) olabilir. Genellikle gynekoid pelvis dışındaki pelvis tiplerinde (android , antrapoid , uzun pelvis , orta pelvis darlığı) rastlanan bu geliş bozukluğuna iri bebek ve plasenta previya olgularında da rastlanır.
Çoğunlukla O.P. da doğum O.A. oranla çok büyük farklılıklar göstermez ve fetus başı perineye kadar ilerler. Baş pelvis uygunsuzluğu yoksa uterus kontraksiyonları düzene sokulurken spontan doğumun kolaylaştırılması için anne, bebeğin oksiputunun bulunduğu tarafa yatırılır ve bebeği O.A. dönmesi sağlanmaya çalışılır. Bu esnada bebek solunum distresi açısından yakında izlenmelidir. Eğer rotasyon olmazsa fetus çıkıma kadar O.P.pozisyonunda ilerler.
(Oblik ve Yan duruşları, Makat Gelişi,Alın Gelişi: ,Yüz Gelişi)
a. Oksiput Posterior Geliş (Prezantasyon):
Doğumların yaklaşık %11 kadarında pelvis giriminde bebeğin başı oksiput posterior (O:P.) pozisyonunda bulunur ve daha sonra spontan olarak oksiput anteriora (O:A.) döner. Olguların %5 kadarında ise rotasyon olmaz ve persiste O:P. durumu ortaya çıkar. Sırt solda veya sağda (soldan 2-3 defa daha fazla) olabilir. Genellikle gynekoid pelvis dışındaki pelvis tiplerinde (android , antrapoid , uzun pelvis , orta pelvis darlığı) rastlanan bu geliş bozukluğuna iri bebek ve plasenta previya olgularında da rastlanır.
Çoğunlukla O.P. da doğum O.A. oranla çok büyük farklılıklar göstermez ve fetus başı perineye kadar ilerler. Baş pelvis uygunsuzluğu yoksa uterus kontraksiyonları düzene sokulurken spontan doğumun kolaylaştırılması için anne, bebeğin oksiputunun bulunduğu tarafa yatırılır ve bebeği O.A. dönmesi sağlanmaya çalışılır. Bu esnada bebek solunum distresi açısından yakında izlenmelidir. Eğer rotasyon olmazsa fetus çıkıma kadar O.P.pozisyonunda ilerler.
ÇİNKO EKSİKLİĞİ TEDAVİSİ
ÇİNKO EKSİKLİĞİ TEDAVİSİ
GİRİŞ VE AMAÇ
Zn bir eser element olup yaklaşık 300 enzimin aktif merkezidir(1). Eksikliğinin semptomları spesifik olmayıp büyüme geriliği, diyare, alopesi, glossit, tırnak distrofisi, azalmış immunite ve hipogonadizm ile ilişkilendirilmektedir(2,3).
Malnutrisyon, alkolizm, inflamatuar barsak hastalıkları, malabsorbsiyonsendromuZn eksikliği riskini artırmaktadır(2). Zn eksikliği kırsal kesimde yaşayan ve düşük Zn içerikli ya da yüksek fitat içerikli besinleri tüketen çocuklarda sıktır(4).
Bu çalışmada; 15 yaşında büyüme geriliği ve puberte gecikmesi bulguları izlenen, bunlara son 6 aydır çabuk yorulma ve baş dönmesi şikayetleri eklenen hastaya Zn eksikliği tanısı konulmuş olup, hastanın tedavi planlaması araştırılmıştır.
YÖNTEM
PUBMED’de “Zndeficiency”, “Zntreatment”, “growthretardationandZn” anahtar kelimeleri girilerek ilgili makaleler tarandı.
BULGULAR VE TARTIŞMA
Zn eksikliği tedavisi çinko suplementar tedavi ve çinko spesifik tedavi olmak üzere iki kategoride sınıflandırılmaktadır. Tedavide kullanılan preparatlar inorganik çinko bileşikleri, polaprezinc (promac) ve çinkodur(1,2).
GİRİŞ VE AMAÇ
Zn bir eser element olup yaklaşık 300 enzimin aktif merkezidir(1). Eksikliğinin semptomları spesifik olmayıp büyüme geriliği, diyare, alopesi, glossit, tırnak distrofisi, azalmış immunite ve hipogonadizm ile ilişkilendirilmektedir(2,3).
Malnutrisyon, alkolizm, inflamatuar barsak hastalıkları, malabsorbsiyonsendromuZn eksikliği riskini artırmaktadır(2). Zn eksikliği kırsal kesimde yaşayan ve düşük Zn içerikli ya da yüksek fitat içerikli besinleri tüketen çocuklarda sıktır(4).
Bu çalışmada; 15 yaşında büyüme geriliği ve puberte gecikmesi bulguları izlenen, bunlara son 6 aydır çabuk yorulma ve baş dönmesi şikayetleri eklenen hastaya Zn eksikliği tanısı konulmuş olup, hastanın tedavi planlaması araştırılmıştır.
YÖNTEM
PUBMED’de “Zndeficiency”, “Zntreatment”, “growthretardationandZn” anahtar kelimeleri girilerek ilgili makaleler tarandı.
BULGULAR VE TARTIŞMA
Zn eksikliği tedavisi çinko suplementar tedavi ve çinko spesifik tedavi olmak üzere iki kategoride sınıflandırılmaktadır. Tedavide kullanılan preparatlar inorganik çinko bileşikleri, polaprezinc (promac) ve çinkodur(1,2).
DİABETES MELLİTUS VE TEDAVİSİ
DİABETES MELLİTUS VE TEDAVİSİ
Diabetes mellitus insülin eksikliği, yokluğu veya insülin direnci sonucunda meydana gelen karbohidrat, lipid ve protein metabolizmasında bozukluklara yol açan ve kendisine özgü akut ve kronik komplikasyonlar ile seyreden bir hastalıktır. Çok su içme, çok idrar yapma, normal veya aşırı yemeğe rağmen kilo kaybı klasik semptomlarıdır. Bu semptomlar Tip 1 diabetli vakalarda daha belirgin iken Tip 2 diabet vakalarında bazen hastalar asemptomatik olabilir ve tesadüfen tanı konabilir. Diabetes Mellitus tanısında kullanılan kriterler şöyledir:
1- Diabet semptomları ile birlikte herhangi bir anda bakılan kan şekerinin 200 mg/dl üzerinde olması (Açlık kan şekeri ile doğrulanmalıdır).
2- En az 8 saatlik açlıktan sonra açlık plazma glukozunun 126 mg/dl üzerinde olması (En az 2 kez gösterilmelidir)
3- 75 gram glukoz ile yapılan oral glukoz tolerans testinde (OGTT) 2. saat kan şekerinin 200 mg/dl üzerinde olması ile tanı konur. OGTT’de 30-60-90. dakika değerlerinden birisi 200 mg/dl üzerinde ve 2. saat kan şekeri değeri 140-200 mg/dl arasında ise bozuk glukoz toleransı olarak değerlendirilir.
Açlık veya tokluk kan şekerine göre tanı konulanlarda mutlaka ikinci bir açlık kan şekeri değeri ile teşhis doğrulanmalıdır.
Diabetes Mellitus’da etiyolojik sınıflama:
1) Tip 1 diabetes mellitus
2) Tip 2 diabetes mellitus
3) Sekonder nedenler
Diabetes mellitus insülin eksikliği, yokluğu veya insülin direnci sonucunda meydana gelen karbohidrat, lipid ve protein metabolizmasında bozukluklara yol açan ve kendisine özgü akut ve kronik komplikasyonlar ile seyreden bir hastalıktır. Çok su içme, çok idrar yapma, normal veya aşırı yemeğe rağmen kilo kaybı klasik semptomlarıdır. Bu semptomlar Tip 1 diabetli vakalarda daha belirgin iken Tip 2 diabet vakalarında bazen hastalar asemptomatik olabilir ve tesadüfen tanı konabilir. Diabetes Mellitus tanısında kullanılan kriterler şöyledir:
1- Diabet semptomları ile birlikte herhangi bir anda bakılan kan şekerinin 200 mg/dl üzerinde olması (Açlık kan şekeri ile doğrulanmalıdır).
2- En az 8 saatlik açlıktan sonra açlık plazma glukozunun 126 mg/dl üzerinde olması (En az 2 kez gösterilmelidir)
3- 75 gram glukoz ile yapılan oral glukoz tolerans testinde (OGTT) 2. saat kan şekerinin 200 mg/dl üzerinde olması ile tanı konur. OGTT’de 30-60-90. dakika değerlerinden birisi 200 mg/dl üzerinde ve 2. saat kan şekeri değeri 140-200 mg/dl arasında ise bozuk glukoz toleransı olarak değerlendirilir.
Açlık veya tokluk kan şekerine göre tanı konulanlarda mutlaka ikinci bir açlık kan şekeri değeri ile teşhis doğrulanmalıdır.
Diabetes Mellitus’da etiyolojik sınıflama:
1) Tip 1 diabetes mellitus
2) Tip 2 diabetes mellitus
3) Sekonder nedenler
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)